Yoğunlaşın! Ve Tüm Enerji Merkezlerinizi Açın...
Yoğunlaşma günümüzde büün dünyada 7'den 70'e pek çok kişi tarafından bilinen,kabul edilen tecrübeler ışığında uygulanmaktadır.
Yoğunlaşma, bütün temel enerji merkezlerini açmak, harekete geçirmek ve uyanık olmak amacını taşır.Yoğunlaşmanın beden ve beyin üzerinde rahatlatıcı etkilerinin olduğu denenmiş ve faydaları görülmüştür.
Yoğunlaşmadan sonra sinir sistemi gerginlikten kurtulup daha dengeli olur, zor durumların üstesinden gelme yeteneği gelişir,beden ve beyinde enerji artar, insanın bilinci berraklaşır.
Düzenli olarak yoğunlaşma uygulayan kişi; gereken uyku süresini kısaltır, kolayca uyur,uykudan yorulmuş olarak değil, daha dinlenmiş olarak kalkar.
Yoğunlaşmadan sonra kaslarda da rahatlama, gevşeme, insanda hafiflik ve canlılık hali görülür.
Yoğunlaşma yapan insanın kendisi ile olan ilişkisi kolaylaşır.İnsanda sevgi ve şefkat duyguları yeşerir.Kişi daha mutlu, sevgi dolu olur.
Yoğunlaşma Uygulaması;
1)Yoğunlaşma yapacağınız yer, ses, hareket, ışık, insanlar gibi dikkatinizi dağıtabilecek şeylerden uzak bir ortam olmalıdır.
2)Yoğunlaşma yapılırken fiziksel ve zihinsel rahatlık
3)Dengeli, dik ve rahat bir oturma şekli
4)Sessiz, yavaş, yumuşak ve düzenli bir soluk alış-verişi olmalıdır.
5)Dikkatin üstüne toplanacağı bir yoğunlaşma objesi ve uyarıcısı bulunmalıdır.
6)Beyinde bedenin ruhla bütünleşmesine yol açılması sağlanmalıdır.
Yoğunlaşmanın Zamanı;
Yoğunlaşmadan en iyi sonucu almak için günde bir ya da iki defa yapmak uygundur.Ancak yemekten sonra yoğunlaşma yapılmamalıdır.
Kahvaltıdan ve akşam yemeğinden önce yapılan yoğunlaşma daha faydalıdır.İki yoğunlaşma arasında en az 6 saat ara verilmelidir.
Yoğunlaşma günde bir defa yapılıyorsa, sabah kahvaltıdan önce yapılmalıdır.
Yoğunlaşmanın Süresi;
Eğer normal ve hareketli bir hayatınız varsa, 20 dakikalık bir yoğunlaşma süresi yeterli olabilir.
Yoğunlaşma bittikten sonra gözleri açıp birkaç dakika oturduktan sonra kalkılmalı, rahatlama ve gevşeme gözleri açtıktan sonra da bir süre sürdürülmelidir.
Asırlar öncesinin “ibadeti” olarak da algılanabilen “yoğunlaşma” “kozmik bilinç” le yapıldığında, bunun “Yaratıcı”dan bir talep olduğu ve bu talebe ancak O’nun cevap verebileceği ve O’nun huzurunda olduğu düşüncesiyle uygulanması halinde sizleri ötelere taşıyacaktır.Ve O’nunla yakınlaşmanıza, bağlantı kurmanıza, hatta konuşmanıza yardımcı olabilecektir.
Yoğunlaşmada Oturuş Şekilleri;
Türk Oturuşu
Yoğunlaşmada oturuş şekli olarak çok eski zamanlardan beri bağdaş kurup oturmak çok kullanılan bir oturuş şeklidir.Orta Asya’da bir “töre” olan bu oturuş bütün dünyaca “Türk Oturuşu-Duruşu” olarak yıllardır yaşamakta hatta ABD’deki, aslı Türk olan Orta Asya’dan Bering Boğazı aracılığıyla geçerek Amerika’nın ilk sahibi olan ve gerçek “İndian”, “kızılderililer”bu oturuşuyla tanıtılmaktadır.
Yoğunlaşma yaparken dik oturuş şekli, bedenle bilinç arasında iyi bir iletişim kurmayı sağlar.
Dik Oturuş;
Eğer bağdaş kurarak yani kolay oturuş pozisyonunda rahat edemiyorsanız Dik oturuşu uygulamak daha uygundur.Fakat zaman zaman bağdaş kurarak alıştırma egzersizleri yapabilirsiniz.
Bu oturuş, bir sandalyede dik olarak oturuş şeklidir.
Sandalyeye denge noktası bulunarak ve denge sağlanarak sıkıca oturulur.Sonra parmaklar çekilerek sol elin altına konulur.Bundaki amaç, aktif olan sağ elin sol eli itmesiyle sağlanan emniyet duygusudur.
Sandalyeye oturduktan sonra sırt dik tutulmalı, baş omuzlarla aynı çizgide olmalıdır, çene boynun ön yüzü ile dik açı oluşturmalıdır.Bu pozisyonda solunum doğal olarak karından yapılır.
Bu oturuş bir düşüncede yoğunlaşıp ötelere ulaşmanızı sağlar ve her yaş için tavsiye edilir.
Kolay Oturuş;
Ayak bilekleri çaprazlanır, dizler zorlanmadan yere yaklaştırılır, bağdaş kurup oturulur.Sırt dik, baş omuzlarla aynı çizgide, çene boynun ön yüzü ile dik açı oluşturacak şekildedir.
Eller kavuşturulur, baş parmaklar birleştirilerek kucağa konur veya elin bileğinin arka yüzü sağ dize, sol elin arka yüzü sol dize gelecek şekilde konur.
Solunum, karından ve düzenli bir şekilde olmalıdır.Ayak bilekleri çaprazlanır, bazen sağ solun, bazen de sol sağın üzerine gelecek şekilde değiştirilir.
Japon Oturuşu;
Yerde, dizler bitişik, sırt dik, topuklar üzerine oturulur.Sağ el ayası sağ bacağa, sol el ayası sol bacağa yerleştirilir ya da kucakta kavuşturulur.Serbestçe burundan ve karından solunum yapılır.
Kusursuz Oturuş;
Yere oturulur, sol bacak bükülür,diz kavranır, topuk apış arasına dayanacak şekilde çekilir.Sonra sağ bacak bükülür, sağ ayağın topuğu kasık kemiğine dayanır.Sıkı oturulur, kalçalar ve dizler yere dokunmalıdır.Baş ve boyun omurga ile aynı çizgide tutulmalıdır.Burundan ve karından soluk alınmalıdır.
Eller, sol bileğin sırtı sol, sağ bileğin sırtı da sağ dize gelecek şekilde dayanır.Baş parmak ve işaret parmaklarının uçları daire oluşturacak şekilde birbirine dokundurulmalıdır.Diğer parmaklar açık olarak yan yana tutulur.Acaba bu elin bu kadar tarif edilişi; sizce nedendir.Yoksa bir mesaj mı verilmek isteniyor.Bin yıllardır...
Bacaklar da bazen sol sağın, bazen de sağ solun üstüne gelecek şekilde çaprazlanmalıdır.
Bedendeki enerji düğümlerimizin iyi uyarıldığı oturuştur.
Lotus Oturuşu;
Sağ ayak tabanı yukarı bakar, sol bacak sol ayak tabanı yukarıda kalacak şekilde sağ bacak üzerine koyulur.Her iki diz yere değmelidir.Karın gevşek tutularak karından solunum kolaylığı sağlanır.El bilekleri kavuşturularak kucağa ve diz üstlerine açık halde konabilir.Yoğunlaşmada sırt her zaman dik tutulmalı, kafa ileri bakmalıdır.Kulak omuzlarla burun göbekle aynı hizada olmalıdır..
Fiziki bedenle ruhi bedeni en iyi birleştiren ve insanı ötelere taşıyabilecek boyutu vardır.
Yarı Lotus Oturuşu;
Bir ayak yukarı dönük olarak diğer bacak üzerine konur.Önce diğer bacak kıvrılır, ayak karşı üst bacağın köküne ya da apış arasına dayanır.İki diz yere değmelidir.Sırt dik tutulur.
burundan soluk alınır.Bacaklar bazen bir bacak, bazen diğer bacak üste gelecek şekilde değiştirilebilir.